8.5.2010

İlk bölümleri çok net seçemiyorum/hatırlayamıyorum ama aklımda kalan bir bulaşık yıkama sahnesi var. Polatlı'da, annanemin eski evindeyiz ve ben biriken bulaşıklara bakıyorum; "iyice çoğaldı," gibilerinden bir şeyler söylüyorum.

Sonrasında bir alış-veriş merkezenin sinema salonlarından birine kaçak şekilde giriyorum. Salonun çıkış kapısının olduğu yerde ki perdenin arkasına saklanıyorum. Perdenin ardından kafamı uzatıp filmi izlemeye çalışıyorum. Salonun içersi aydınlık, bu yüzden seyirciler beni fark ediyor. Koltukların arasına kayarak girmeye çalışıyorum ama beceremiyorum. Seyirciler bu hareketime gülüyor. Aralarından biri eski bir arkadaşım: Gamze. Arka sıralarda oturuyor ve bana bakıp, kızgın bir ifade takınıyor. Yanıma gelip, bir şeyler söylüyor; daha çok azarlama gibi.
Salonun 'güvenlik görevlisi' benim varlığımdan rahatsız olmaya başlıyor ki ben de onun varlığından bu sayede haberdar oluyorum. Onun dışında, bir de sinema perdesinin hemen altında, bir masa başında oturan bir adam var. Onu da fark ettikten sonra, mekan sanki bir sinema salonundan bir konferans salonuna dönüşüyor.
Güvenlik görevlisi, o adama dönüp şöyle diyor: "Aramızda, bu alış-veriş merkezinde düzenlenen güzellik yarışmasının jürilerinden biri var, onu sahneye davet edelim." Masa başında oturan adam da, kabul ediyor. Amaçları, beni insanların önünde küçük düşürmek. Sahneye gülerek çıkıyorum. Adam, benden güzellik hakkında konuşmamı istiyorum; 'mitolojiden' örnekler verebilirmişim. Ona, "Yani Zeus gibi mi?" diye soruyorum. "Evet." diyor. Ağzımın içinde bir şeyler geveliyorum. Bu sırada, beni sırtımdan yakalıyor/parmaklarıyla sırtımı sıkıştırıyor. Canım acıyor, kaçmamı engellemeye çalıştığını anlıyorum. Neden böyle bir şeye kalkıştığını soruyor ve hemen ardından ondan kurtulmaya çabalıyorum. İri yapılı bir adam; mücadele etmeye başlıyoruz. Ancak mücadele, onun kucağında/üstünde gerçekleşiyor, benim yapım onunkine oranla pek bir şey ifade etmiyor.
Bu esnada bana "en önemli özelliğin nedir?" diye veya buna benzer bir şey soruyor. "Direnç gösteririm." diye karşılık veriyorum. Bunu duyan kadın seyircilerden biri bana destek çıkıyor: "Evet, gerçekten de direnç gösteriyor."