15.5.2010

Akşam vakti.
Ablam olan Hande* apartmanımızın önde ki ufak bahçesine gidiyor ve büyük ağaca tırmanıyor. Ne yapacak diye bakıyorum; eski sevgilisi için şarkı söylemeye başlıyor. Eski sevgilisi de, sanırım ağacın tepesine denk gelen dairede oturuyor. Çünkü o şarkı söylerken olayları onun açısından görüyorum. Ardından tekrar kendi açıma dönüyorum. Bu sefer, ağacın tepesinde ki silüeti bir kargaya/kartala/başka bir kuşa dönüşüyor.
Evde bir hareketlenmeler başladığını hissediyorum; sanki tuhaf bir şeyler olacakmış gibi. Elektrikler gidip gelmeye başlıyor; klasik bir korku filmi başlangıcı yaşıyorum adeta.
Ardından tekrar ön bahçeyi gören pencereden dışarı bakıyorum ve yaşlı bir kadının geldiğini görüyorum. Bir şekilde, bizim eve gelen biri olduğunu anlıyorum. İşin ilginci, bir yandan da bu kadının Hande (ablam) olduğunu düşünüyorum. Bunu düşünmeme sebep olan şeyse daha tuhaf çünkü kısa bir süreliğine sürreal bir filmin içinde olduğumu varsayıyorum ve bu durumla alakalı olarak da, Hande'nin ağaçta kaldığı süre içersinde yaşlanmış olabileceğini düşünüyorum.
Kadına kapıyı açıyorum ve kimi aradığını soruyorum.
Handenin gönderdiğini söylüyor. Bir anahtar varmış ve Hande onu istiyormuş.
Ben de kadına, neden kendisinin gelip almayıp, ona zahmet verdiğini soruyorum. Ne önemi var diyor. Nedense bundan sonra, kadından ciddi şekilde süphelenmeye başlıyorum. Varlığı beni çok tedirgin ediyor.
Ve bu tedirginliğimin ardından, o an için üstünde çok durmasam da şimdi düşününce gerildiğim bir olay meydana geliyor: Kadının sağ bacağı, inceyken birden şişmanlıyor ve hemen ardından eski ince haline dönüşüyor. Bu bana, onun gerçekten göründüğü kişi olmadığını açıkça kanıtlıyor. Rüyanın akışı değişmeye başlıyor. O da, durumun farkına vardığımı anlıyor ve birden yüzüme doğru bağırmaya başlıyor. İtiyorum onu. Mücadele etmeye başlıyoruz. Bacaklarını tutup kaldırıyorum. Bacaklarından kuvvet alan bir yaratığa dönüşüyor*
İtekleyerek, kapının önüne çıkartıyorum. Normal bir insan vücuduna dönüşüyor tekrar ve kapımın önüne sakin bir tavırla yaklaşıp, üstünde bazı lanetlerin yazdığı bir kağıt bırakıyor. Kağıdı alıp yırtıyorum. Buna çok kızıyor ve çığlıklar atmaya başlıyor. Ben de tıpkı onun ki gibi bir çığlık atıyorum; çok derinden ve kuvvetli bir şekilde, bunu yapabildiğim için de şaşırıyorum. Ardından bir şeytana dönüşüyor. Ama tasviri çok zor. Apartman girişini bir gölge şeklinde kaplıyor, bir biçimi yok, daha çok zemine dökülmüş gibi; ama gözleri ortada; gölgenin üstüne yayılmış. Küfürler etmeye başlıyorum. Ardından şuna benzer şeyler söylüyorum:
"Allahım, bu şeytanı boynuzlarından tut ve cehenneme geri çek." Bunu üç kez tekrarlıyorum. İşe de yarıyor. Gölge şeklinde ki varlığı, sokak kapısına doğru geriliyor ama hepsi bu. Sonra da şunu söylüyorum: "Allahım onu boynuzlarından çek ve cehennemde durduğu yerden, cennetin manzarasını izlemek için zorla." Buna sadece gülüyor. Ama yine de bu veya başka bir şey işe yarıyor ve ortadan kayboluyor. Her şey eski haline dönüyor; hava aydınlanmış. Hala kapının önünde durmuş, apartman girişini izlerken bir ses şunu söylüyor: "Gerçek ile yanılsama arasında ki farkı ayırt edebildeğine emin misin?"

'Sahte bir uyanış' yaşıyorum. Annem ile babam yanımda ama babam daha belirgin. Bilgisiyar başında uyuyakalmışım. Onlar da hemen yanıbaşımda. Gördüğüm rüyayı anlatıyorum ve uyurken ki davranışlarımı soruyorum. Çığlık çığlığaydın diyorlar. Madem öyle, peki neden beni uyandırmadılar diye aklımdan geçiriyorum.

*Karşı apartmanda oturan, eski bir arkadaşım. Artık pek görüşmüyoruz, neden ablam olarak rüyamda yer aldı, hiç anlamadım.
*Silent Hill2